Hudeybiye

SESLİ DİNLE
YAZIYI BÜYÜT
YAZIYI KÜÇÜLT

Hudeybiye, Resûlullah (s.a.s.)’ın Mekke müşrikleri ile antlaşma yaparak İslâm davetinin önündeki en önemli en- gellerden birinin kalkmasını sağladığı yerdir. Mekke-i Mükerreme’ye yaklaşık 17 km. mesafede yer alan Hudeybiye, şimdiki tanımlama ile Eski Cidde Yolu üzerindedir. Harem sınırının hemen dışında yer aldığı ve yol üzerinde bulundu- ğu için Hudeybiye Mekke-i Mükerreme’de ikamet edenlerin umre için ihrama girdikleri yerlerden biridir.

Yer olarak stratejik bir konumdadır. Mekke’den gelecekler uzaktan çok iyi görülebilir. Hudeybiye ile ilgili olarak ziya- retçiyi ilgilendiren en önemli şey, Hudeybiye kuyusu veya oralardaki birkaç tarihî kalıntı değildir. Buranın önemi, müs- lümanların burada Mekkeli müşriklerle yaptıkları Hudeybiye antlaşması ve sahabe-i kiramın Resûlullah (s.a.s.)’a hayatları- nı ortaya koyarak biat etmesi ve bu biatın Kur’an-ı Kerim’de yer almasıdır.

Burada yapılan Hudeybiye antlaşması ile Mekkeli müş- rikler, Medine’de kurulmuş bulunan İslâm devletini resmen tanımış oldular.

Hudeybiye’nin ziyaretçi açısından hatırlanması gereken en önemli hatırası, sahabe-i kiramın burada Allah resûlü (s.a.s.)’ne hayatlarını ortaya koyarak biat etmeleridir. Şöyle ki; Allah Resûlü (s.a.s.), sahabe-i kiram ile birlikte (yaklaşık 1400-1500 kişi) umre yapmak üzere Medine-i Münevvere’den Mekke-i Mükerreme’ye hareket etti. Müslümanlar umreye ni- yet etmişler ve yanlarına kurbanlık develeri almışlardı. Savaş amacı taşımadığı için yanlarına silah almadılar.

Her zaman olduğu gibi Resûlullah (s.a.s.), bu yolculu- ğunda da gerekli tedbirleri almış ve yapılması gereken hiç- bir şeyi ihmal etmemişti. Bunun için Mekkelilerin durumu- nu öğrenmek üzere öncü birlik göndermiş, gerekli istihbarat faaliyetlerini yapmıştı. İstihbarat sonucu Resûlullah (s.a.s.), Mekkeli müşriklerin savaşmak için müttefiklerini topladıkla- rı haberini aldı. Bunun üzerine her ihtimale karşı Medine-i Münevvere’den silahlar yola çıkarıldı.

Resûlullah (s.a.s.), ashabı ile Mekke-i Mükerreme’ye yak- laşık 80 km. uzaklıktaki Usfan’a ulaşınca, Halid b. Velid, Mekke’ye müslümanları engellemek için asker almaya gitti. Resûlullah (s.a.s.), gelişmeleri çok iyi takip ediyordu ve gerek- li istihbaratı kusursuz olarak gerçekleştiriyordu. Bu gelişme üzerine Allah Resûlü (s.a.s.), yönünü değiştirerek Usfan’dan Hudeybiye’ye geldi.

Hudeybiye’ye gelince Resûlullah (s.a.s.)’ın devesi kas- va, çökmüş ve yerinden kaldırılamamıştı. Allah (c.c.)’ın fili hapsettiği gibi kendi devesini de Harem’e gitmekten alıkoy- duğunu söyleyen Allah Resûlü (s.a.s.), burada konakladı ve Mekke’ye bir elçi gönderdi. Elçiye çok kötü davranan Mek- kelilere ikinci defa Osman (r.a.) elçi olarak gitti. Kendisine ta- vaf yapıp ihramdan çıkması teklif edilen Osman (r.a.), Allah Resûlü (s.a.s.) ihramdan çıkmadan kendisinin de çıkmayaca- ğını söyleyince, Osman (r.a.)’ı hapsettiler. Osman (r.a.)’ın gelmesi gecikti. Daha sonra Osman (r.a.)’ın şehit edildiği yolunda bir haber geldi. Bunun üzerine sahabe-i kiram, Kur’ân-ı Kerim’de övgüyle anlatılan meşhur biatı ger- çekleştirdi. Orada bulunan bir Semure ağacının altında Allah Resûlü (s.a.s.) ile birlikte ölene kadar savaşacaklarına dair söz verdiler. Orada bulunan 1400 kişinin bu meşhur biatı Kur’ân-ı Kerim’in ifadesinden hareketle Bey’atu’r-Rıdvan adını aldı.

Bu biatı haber alan Kureyşliler, korkuya kapılarak Hz. Osman’ı hemen serbest bıraktılar ve Süheyl b. Amr başkanlığında bir heyet göndererek Müslümanlarla meşhur Hudey- biye antlaşmasını imzaladılar. Antlaşma metnini Hz. Ali (r.a.) kaleme aldı. Antlaşmaya göre, müslümanlar o sene umre yapmayacaklar, umreye ertesi sene gelecek ve Mekke’de üç gün kalacaklardı. İki taraf on yıl savaşmayacak, Müslüman olan bir müşrik Medine’ye giderse geri verilecek, fakat irtidat eden bir kâfir geri verilmeyecekti. Allah Resûlü (s.a.s.), ant- laşmayı kabul etti ve imzaladı. Daha sonra, kurbanlarını ke- sip ihramdan çıkan Allah Resûlü (s.a.s.) ve ashabı, 15- 20 gün Hudeybiye’de kaldıktan sonra geri dönmüşlerdir.

Görünüşte müslümanların aleyhine olan bu antlaşma, o anda müslümanlara çok ağır geldi. Müslümanlar ihramdan çıkmakta ağır davrandılar. Eşiyle istişare eden Resûlullah (s.a.s.)’a, mü’minlerin annesi hemen ihramdan çıkmasını, bunu gören sahabenin de ihramdan çıkacağını söylemiş, Re- sûlullah (s.a.s.) burada eşinin tavsiyesi doğrultusunda hareket etmiş ve bu hareket sonucu sahabe-i kiram da derhal ihram- dan çıkmıştır. Burada kadının görüşüne Resûlullah (s.a.s.)’ın verdiği değerin fiilî bir uygulaması vardır.

Hudeybiye antlaşmasının müslümanlar açısından nasıl büyük bir siyasî zafer olduğu daha sonra anlaşıldı. Çünkü bu antlaşma ile İslâm davetinin önündeki en önemli fiilî engel- lerden biri kaldırılmış ve İslâmiyet hızla yayılmıştır. Sonuç- ta henüz antlaşmanın imzalanmasından kısa bir süre sonra Mekkeli müşrikler antlaşmanın ilk aşamada müslümanların aleyhine görünen bazı maddelerinin iptalini istemeye başla- dılar ve üzerinden iki sene bile geçmeden antlaşmayı bozdu- lar. Ancak bu süre zarfında İslâmiyet hızla yayılmış, Hayber fethedilmiş ve Medine’de kurulan İslâm Devleti büyük güç kazanmış ve kısa bir süre sonra da Mekke-i Mükerreme fet- hedilmiştir.

Hudeybiye, Resûlullah (s.a.s.)’ın sabrının, ileri görüşlülü- ğünün ve stratejisinin fiilî göstergelerindendir. İslâm’ın tanın- ması, yayılması ve müşrikler tarafından bir güç ve kuvvet olarak görülmesi, Hudeybiye antlaşmasıyla olmuştur. Bu bakım- dan İslâm tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir.

Ziyaretçi, Hudeybiye’de sahabe-i kiramın Resûlullah (s.a.s.)’a bağlılığının derecesini, fedakârlığı, sabrı, stratejiyi, kadının görüşüne verilen değeri, basireti görecektir.