Zemzem

SESLİ DİNLE
YAZIYI BÜYÜT
YAZIYI KÜÇÜLT

Zemzem, Allah’ın Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’e ihsan ettiği mübarek suyun adıdır. Hz. İbrahim, Allah’tan aldığı vahiy ile eşi Hacer ve henüz süt emmekte olan oğlu İsmail’i Zemzem’in bugünkü yerine bırakıp gider. Henüz Kâbe yapıl- madığı ve Mekke şehri kurulmadığı için orada yaşayan biri- leri de yoktur.

Rivayetlere göre Hz. İbrahim, onları bırakarak bir şey söy- lemeden geri dönüp gitmek üzere hareket edince Hz. Hacer, ona kendilerini böyle bırakarak nereye gittiğini sorar. Fakat İbrahim (a.s.), birkaç defa tekrarlanan bu soruya cevap ver- mez. Bunun üzerine Hz. Hacer, ona bunu kendisine Allah’ın mı emrettiğini sorar. İbrahim (a.s.)’den ‘Evet’ cevabını alınca, büyük bir teslimiyetle ‘Mademki Allah (c.c.) bunu emretti. O bizi korur, bizi burada zayi etmez’ der.

İbrahim (a.s.), oradan ayrılarak ‘Seniyye’ diye adlandırılan yere gelince şöyle dua eder:

“Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını, senin kutsal evi- nin (Kâbe) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki Rabbim, namazı kılsınlar! İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara rızık ver ki şükretsinler!” (İbrahim sûresi, âyet: 37)

Çok geçmeden yanındaki suyu biten Hz. Hacer, yavrusu- na su bulabilmek için, annelik sevgisi ve şefkatiyle sağa sola koşuşturmaya başlar. Su temin edebilecek birilerini görebilir miyim diye Safâ ve Merve diye bilinen bu iki tepe arasında gidip gelir. İki tepe arasındaki vadiye indiği zaman çocuğunu göremediği için orayı koşarak geçer. Bu su arayış, ilahî irade- nin hemen Kâbe’nin yanı başından Zemzem suyunu ikram etmesine kadar devam eder.

Zemzem, halen Kâbe’nin 20 m. kadar doğusunda, Makam-ı İbrahim’e yakın bir yerde bulunan tavaf alanının altındaki kuyudan çıkmaktadır. 2003 yılında, tavaf alanını genişletmek amacıyla Zemzem kuyusuna iniş yeri kapatılmış, bunun yeri- ne tavaf alanı etrafındaki Zemzem içme yerleri çoğaltılmıştır.

Hz. Peygamber’in Zemzem hakkında: “Zemzem ne niyetle içilirse o yararı sağlar” (İbn Mâce, Menasik, 78) buyurdu- ğu rivayet edilmektedir. Çeşitli rivayetlerde onun şifa veri- ci özelliği anlatılmıştır. Medine’ye hicret ettikten sonra Hz. Peygamber’in Mekke’den Zemzem suyu getirttiği de nakle- dilmektedir. Zemzem içerken, “Allahım! Senden yararlı ilim, bol rızık ve her dert için şifa istiyorum” diye dua edilir.

Kişi, tıpkı Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in Kâbe’yi ibadet için temizledikleri gibi, tavaf ederken gönül evi olan kalbini takva ile tertemiz yapar. Kalbindeki kirleri yıkar, yakar, yok eder ve Zemzem suyuna gelir. Orada ise bu defa o mübarek su ile midesini temizler. Bir daha haram lokma, şüpheli rızık girmeyecek hâle gelinceye kadar arındırır. Nefsini, açgözlülü- ğünü doyuracak kadar içer. Haramdan beslenme hastalığına şifa verecek kadar doyasıya içer. Tamahkâr nefsi susuncaya, vicdanı takva kararını duyuncaya, ruhu onunla doyunca- ya kadar içer. Böylece, o mübarek yerlerde Yüce Allah’a söz verdikten sonra bir lokma da olsa, Zemzem’le pak eylediği midesini ifsat etmemeye, kazancını haramlarla kirletmemeye, çocuklarını haksız kazançla beslememeye söz vererek içer bu arınma suyunu.